Dünya ekonomik eksen kaymasına gidiyor

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, tüm dünyayı enteresan bir noktaya getirdi. Kafalarda kaygı yaratacak yeni soruları da beraberinde gündeme oturttu.

Bugünkü resme bakarsak, sorulması gereken soru şu: ABD ve Batı, Ukrayna ve Ukrayna halkına yardım mı etmek istiyor yoksa dünyayı siyasi ve ekonomik abluka ya mı almak istiyor?

Önce birinci soruya yanıt arayalım.

ABD ve Batı Ukrayna halkına yardım mı yapmak istiyor?

Yardım etmek istiyorsa, neden savaş başlamadan savaşı önlemedi?

Önleyebilir miydi diye sorarsanız cevap EVET. Önleyebilirdi.

Rusya defalarca masaya oturmak istedi. Ama Batı ve özellikle ABD ve İngiltere ve uyduları Ukrayna Devlet Başkanının masaya oturmasını engelledi.

O zamanki demeçleri hatırlarsak ABD ve uyduları Rusya bugün girecek, yarın girecek, 14 Şubat’ta girecek, 15 Şubat’ta girecek, 16 Şubat’ta girecek diye sürekli açıklamalar yaptılar.

Sıcak gerginlik 5 aydır, soğuk gerginlik ise 2014’ten bu yana devam ediyor.

Kimse Rusya’nın “Masaya oturalım, Minsk anlaşmasını uyun” çağrısına cevap vermedi.

Bu arada çok iyi sözlü iletişimle Ukrayna da oyalandı, “NATO’ya alacağız, AB’ye alacağız” diye.

Bunu bildikleri halde NATO sözü veren AB’ye girme sözü veren Batı bloku ülkeleri neden bugüne kadar Ukrayna’yı aralarına almadı?

Neden Ukrayna’ya asker yığmadı?

Neden silahlarını yığmadı?

Neden Ukrayna askerlerini eğitip gelişmiş silahlar ile donatmadı?

Şimdi savaşın göbeğinde, “Silah gönderelim, ekonomik yardım gönderelim.” diyorlar.

Mantığa uyumuyor. Hem savaş bugün çıkacak, şu gün çıkacak diyorsun. Savaş başlayalı 6 gün olmuş, şimdi silah gönderelim, ekonomik yardım yapalım, diyorsun.

Bunu yardımseverlikle kimse açıklayamaz.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelinski, işgalin başladığı ikinci günkü demeçlerinde Batı’nın ve NATO’nun güvence vermesine rağmen kendilerini yalnız bıraktığını demeçlerinde sürekli vurguladı.

Bu yazıyı yazarken İngiltere Başbakanı Boris Johnson “Ukrayna’ya askeri müdahale etmeyeceğiz, silah vereceğiz.” diye açıklama yaptı.

Bu bile amacın Ukrayna halkına yardım değil, işgalin sokak savaşlarına evrilmesine ortam hazırlamak ve Rusya’yı askeri ve ekonomik olarak yıpratmak olduğunu orta koyuyor.

Şu ana kadar ki açıklamalar Avrupa’nın dibinde yeni bir Afganistan, yeni bir Suriye, Libya bataklığı oluşturmak gibi görünüyor. Sokak savaşları gerçekten düzenli ordular için kâbustur ve çok uzun sürer, çok acılar yaşanır.

Bunu da maalesef Ukrayna halkı yaşayacak, Batı değil. Asıl vicdan sızlatan kısmı burası.

Peki burada amaç Ukrayna’ya yardım değilse ne?

2005 yılında Dünya Ticaret Örgütünün aldığı kararı hatırlayalım; “Ülkeler artık birbirlerine kota koyamayacak, tüm ticari sınırlar kalkacak. Ancak fark giderici vergi koyabilirler.” Bu özeti ve özü.

Amaç neydi ABD ve Batı sermayesinin dünyada hegemon bir güç olması, Çin başta olmak üzere az gelişmiş ilkelerde ekonomi ve finans piyasalarını kontrol edebilir hale gelmesiydi ve böylece siyaseten de ekonomik olarak Asya ülkelerinin bağımlı uydu devletler hale dönüşmesiydi.

Peki ne oldu?

Beklenen olmadı.

Çin, Rusya ve Asya ülkeleri büyüdü. Emek yoğun işler Asya’ya doğru kaydı. Batıda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Pandemi de tuzu biberi oldu. Buna bir de batılı merkez bankalarının kontrolsüz parasal genişlemeleri, bilançolarının 4-5 kat büyütmeleri, dev bir enflasyon dalgası fakirleşmeyi başlattı.

İşte 2005’teki oyun, tam bu noktada yeniden başka yöntemle devreye girdi. Enflasyonu, fakirleşmeyi halka anlatmaları zordu. Sıcak bir çatışma gerekiyordu. Birinci neden bu…

İkinci neden, artan enerji ve hammadde fiyatları ile özellikle Ortadoğu’yu uydusu haline getiren Batı, aynı zamanda Uzakdoğu’nun enerji kaynağı Rusya’yı sıcak çatışmaya çekmek ve enerji fiyatlarındaki artışı devreye sokup Uzakdoğu’yu sıkıştırmak istemesidir.

Çünkü Rusya, Ukrayna’ya girer ise Rusya’ya ambargo konacak. Hem Rus ekonomisi vurulacak hem de başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ekonomileri vurulacak. Böylece doğal gaz ve petrole emtialar erişim zorlaşacağı gibi fiyatları da önemli ölçüde artacak. Nitekim öyle de oluyor. Böylece yükselen Asya ekonomileri zora girecek.

Şirket fiyatları düşecek emperyalist sermaye buraları ele geçirecek. Böylece siyaseten de Asya ablukaya alınmış olacak.

Ne de olsa en önemli değerli metal, enerji ve gıda emtiası üreten Rusya’da idi. Bu engellenirse bu plan işleyecekti.

Acaba işleyecek mi?

ABD İngiltere başta olmak üzere batılı emperyalist ülkeler ve sermayeleri dünyanın doğusunu ele geçirebilecekler mi?

Bu sorunun cevabını önümüzdeki yıllarda alacağız.

Ama ABD ve İngiltere o kadar acımasız bir planı devreye soktular ki orta Avrupa’yı bile feda edebiliyorlar.

Bu plan işler ise enerji ve emtia bağımlısı başta Almanya olmak üzere Orta Avrupa ülkeleri de büyük bir enflasyonist baskı altında kalacaklar. Çünkü bu ülkeler enerjide değerli ve değersiz metallerde ve petrokimyasal hammaddelerde Rusya bağımlısıdır.

O nedenle en cılız açıklamalar Almanya ve Orta Avrupa ülkelerinden geliyor.

Sonuç, plan başarılı olursa ki kısa vadede öyle görünüyor, ABD ve İngiltere dışında kazanan olmayacak.

Başarılı olmazsa, ABD ve İngiltere başta olmak üzere tüm Batılı ülkeler sıkıntıya düşer, dünya önce ekonomik eksen kayması yaşar.

Swift bu işi çözmez. Uzakdoğu ve Rusya başka parasal iletişim kanalı bulur ki buluyor da…

Doğu’nun yükselişi bu tehlikeli oyunla sonlanamayacak gibi duruyor.

Bayram Başaran EKONOMİST

Yoruma kapalı.