Turizmde bu yılı kaybediyor muyuz?

Özellikle Turizm ile ilgilenen bunun hem ticari hem de ekonomik artılarını bilen insanlar bu sezonu da kaçırmayalım derdinde. Bu arada verilerde açıklanıyor geçen seneye göre bu sene biraz daha iyi durumdayız ama bu sene eğer böyle giderse ekonomiye büyük zararı olacak.

Ekonist Analiz

Öncelikle turistin gelebilmesi için iki tane koşul gerekiyor birinci koşul can ve sağlık emniyeti. Yani pandemiyle mücadelede başarı kazanmış olmak.

Bu gerçekleşmediği sürece turist gelmeyecek.

Ikinci koşul uluslararası ilişkilerde yani Avrupa ile Rusya ve Amerika ile olan ilişkilerde, Arap ülkeleri ilişkilerinde diplomatik gerginlikler yaşanmamalı.

İlk şartı olan pandemiyle mücadelede en büyük adım aşı, ve o da en yakın tarihle Haziran ayında gelecek. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise birinci faz ve ikinci faz aşının yapılmasıyla bu iki faz arasında geçmesi gereken süre, yani Haziran ayında gelen aşıyı Haziran ayında yapıldığında 2. dozu için Temmuz’u beklemek zorundayız.

Eğer bütün bu trafik rayında giderse Temmuz’da aşılama çalışmaları bitmiş olabilir.

Aşılanmış ve aşı etki etmiş olduğunu varsaydığımızda, geriye kalan tek ay Ağustos, yani bu da sezonu kaçıracağımız anlamına geliyor.

Çünkü rezervasyonlar çok önceden yapılıyor bir de Türkiye’ye gelen turist profili uzun zamandır düşük gelir, emekliler geliyor ya da düşük genel işlerde çalışanlar geliyor.

Bir diğer faktör Avrupa’da da gelirler düştü yani Türkiye’ye gelecek turistlerin, Turizm için beklediğimiz halkın harcanabilir geliri düştü. Dolayısıyla isteseler de gelebilirler mi bu da dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı.

Bu senenin de kayıp sene olarak kalacağını düşünmek karamsarlık gibi görünse de, mevcut şartlar incelendiği zaman bu sonucun dışında bir yanıt bulunmuyor. Turist sayısı 2019’un yarısı kadar olursa kendimizi şanslı ülkelerden sayabiliriz..

Her sene döviz girdisi Turizm’de çok ciddiydi ve bu sene görünen o ki öyle bir şey söz konusu olmayacak. Zaten bu kadar kırılgan ve kötü giden bir ekonomide turizmde yaşayacağımız döviz kaybının da haliyle bir etkisi olacak.

Turizm gelirleri sayesinde cari açığı fazla vermiyorduk. Bu sene bu mümkün olmayacak, ekonomistler doların ve enflasyon artacağı beklentisinde.

Şimdi gözler TÜİK’in açıklayacağı enflasyon rakamlarında, TÜİK’in rakamlarıyla enflasyonu yüzde yirmilerde tutabilirlerse kötünün iyisi oldu diyebiliriz. (ENAK’ın enflasyon rakamları 30’lu seviyelerdeydi)

Tabi turizm sezonunu kaçrmamaya çalışırken olası dış şokları da unutmamak lazım. Halkbank davası, CAATSA yaptırımları Rusya’da yeni bir kriz yaşamazsak bu sene turizm sezonunu olabilen en az hasarla atlatmamız mümkün, tabi önceki senenin rakamlarına yakalamak zor görünüyor..

Yoruma kapalı.